Kötü ve zararlı ağız alışkanlıkları şöyle sıralanabilir;
- Parmak emme
- Dil emme
- Yutkunma düzensizlikleri, dil taşması
- Dil itme ya da dilin diş arasına sokulması
- Biberonlar
- Yalancı emzikler
- Dudak emme ve ısırma
- Yanak ısırma
- Diş sıkma veya gıcırdatma
- Ağızdan solunum
- Tırnak yeme
- Konuşma bozuklukları
1- Parmak Emme
Kötü alışkanlıklar arasında en sık rastlanan durum parmak emmedir. Parmak emme 3-4 yaşına kadar normal kabul edilir. Bu yaştan sonra devam ederse alt ve üst dişlerde yer değiştirme, kapanış bozukluğu ve diş diziliminde bozukluklara yol açar. Parmak emmenin engellenmesi amacıyla hareketli apareyler, daha küçük çocuklarda ise eldiven kullanılabilir.
Dil emme, başparmak emme alışkanlığına benzer. Çocuk, dilin ucunu üst kesici dişlerin iç kısmına dayanarak yapılan emme şeklidir. Damağın ön bölgesini öne doğru iter, bu hareket ön açık kapanışa yol açar. Tedavi olarak dil tutucu hareketli plaklar kullanılabilir.
3- Yutkunma Düzensizlikleri, Dil Taşması
Anormal yutkunmayı önlemek için buna sebep olan parmak emme, uzun süre fizyolojik olmayan biberon ve yalancı emzik kullanımı ve solunum yolu problemlerini ortadan kaldırmak gereklidir. Yutkunma bozuklukları 3,5-4,5 yaş arasında tedavi edilmelidir. Öncelikle normal yutkunma ve dil egzersizleri önerilebilir. Bu egzersizler ile önlenemezse dental apareyler, dil tutucular kullanılabilir.
4- Dil İtme Veya Dilin Diş Arasına Sokulması
Bu alışkanlık çocuklarda süt dişlerinin kaybedilmesiyle başlayan ve zamanla kalan boşluklara dilin değdirilmesi ve sokulmasıyla kazanılır. Bunun sonucunda açık kapanış meydana gelir. Kesici dişler sürdüğünde dil geriye dönmezse ön dişler arasında açıklık oluşacaktır. Tedavi olarak dil ve yer tutucular kullanılır. Egzersizlerde faydalı olmaktadır.
5- Biberonlar
Bebek doğduğunda, alt çenesi biraz geridedir, anne sütü alırken dilini, alt çene kaslarını ve ağız çevresi kaslarını çalıştırır. Bu kasların çalışmasıyla alt çenenin öne hareket etmesi sağlanır. Biberona geçildiğinde ise, biberon anne memesini taklit edecek şekilde olmalıdır. Uygun biberon sert kauçuktan, kısa uçlu, emzik ucu 4-5 mm, sütün geçeceği delik dar ve geniş bir şişe ağzına yerleştirilmiş olmalıdır. Eğer uzun uçlu, yumuşak lastikli, geniş delikli ve dar şişe ağzı olan biberonlar kullanılırsa; çocuk emme fonksiyonunu yapamaz, emme ile gelişecek olan kaslar gelişemez, derin damak oluşumu, ağızdan nefes alma, çene darlığı, solunum bozuklukları gibi sorunlarla karşılaşılacaktır.
6- Yalancı Emzikler
Yalancı emzik belirli bir yaşa kadar kullanılabilir, fakat içgüdüsel olarak bir alışkanlık haline gelecektir. En geç 3,5-4 yaşlarına kadar bırakılmalıdır. Kullanmaya devam edildiğinde dudakta anormal derinleşmeye, üst kesici dişlerin dudağa doğru devrilmesine, ön bölgedeki dişlerde açık kapanışa sebep olur.
7- Dudak Emme Ve Isırma
Üst dudak emme veya ısırma alışkanlığında üst dişler damağa doğru devrilir, alt dudak emildiğinde ise alt dişler dil tarafına doğru devrilir. Bunun sonucunda overjet denen kapanış bozukluğu oluşur. Yani alt ön dişler üst ön dişlere göre daha önde ya da üst dişler alt dişlere göre daha geride olur. Tedavi olarak dudak tamponları, dilin veya dudakların dişler arasına sokulmasını engelleyen plaklar kullanılabilir.
8- Yanak Isırma
Yanak ısırmada dişler dikey olarak gömülmeye başlar. Tedavi olarak ağız içi paravanlar kullanılabilir.
9- Diş Sıkma Veya Gıcırdatma (Bruksizm)
Bruksizm olarak bilinen bilinçsizce yapılan diş sıkma ve gıcırdatma, dişlere çok hasar vermektedir. Nedenleri arasında psikolojik sebepler sayılabileceği gibi, dişlere yapılmış yüksek dolgu, kaplama, ya da dişlerin erken temasları, kişilerde bunları bilinçsizce aşındırmak istemesinden kaynaklanmaktadır. Diş gıcırdatma ve sıkma zamanla dişlerde aşınmalara ve diş boyunda azalmalara yol açacak, dişlerde yer değiştirmelere sebebiyet verecektir. Bunun dışında dişlerde sallanmaya, kemik kaybına, çene eklemlerinde ağrıya, baş ve boyun ağrısına yol açmaktadır. Yetişkinlerde görülen kesici dişlerdeki çapraşıklıkların en önemli nedenlerinden biri de diş sıkma ve gıcırdatmadır. Tedavi olarak gece plakları kullanılabilir. Eğer ortodontik tedavinin başarılı olması bekleniyorsa bu alışkanlığın tamamen ortadan kaldırılması gerekir.
10- Ağızdan solunum
Ağızdan solunum; uzun süreli burun iltihabı, üst solunum yolu problemleri, burun deliklerinin çok küçük olması, kronik bademcik ameliyatı gibi problemler giderildikten sonra ağız solunumu devam ediyor ise ortodontik önlemler alınmalıdır. Ağız solunumunda ağız içi basıncının değişmesi çene darlığı, yan çapraz kapanış, damakta derinleşme, iskeletsel bozukluklar ve dişlerde açık kapanış oluşabilir.
11- Tırnak yeme
Genellikle çocuklukta ve ergenlikte ortaya çıkan tırnak yeme alışkanlığı her 3 çocuktan birinde görülmektedir. Tırnak yeme alışkanlığının altında psikolojik sebepler yatmasına karşın bu alışkanlık dişlerde ortodontik bozukluğa yol açmaktadır. Bu bozukluklar arasında dişlerde çapraşıklık, kesici dişlerde aşınma, dişlerde dönme sayılabilir. Uzun süre tırnak yeme dişlerin keskinliğini de azaltmaktadır. Tedavi olarak bu alışkanlığın temeline inerek psikolojik sebebi
çözmenin dışında, tırnakların kısa kesilmesi, tırnak cilası, dişlerde kapanışı yükselten plaklar, kişiyi dikkat dağıtacak başka aktivitelere yönlendirmek bu alışkanlığın önüne geçecektir.
12- Konuşma bozuklukları
Konuşma bozuklukları yanlış konuşmaya bağlı olarak dil, dişler ve diş yuvasında yanlış kuvvet uygulanır, iç ve dış kaslar dengesiz çalışır. Konuşma bozuklukları ortodontik problemlere sebep olur, bunun tam tersi ortodontik bozukluğa sahip kişilerde de sonradan konuşmalarında bozulma olmaya başlar. Tedavi olarak dil ve kas terapileri fayda sağlamaktadır.
Write a comment: